Emile Zola, der ki: “Benim fikrimce bir şeyi fotoğraflayana kadar onu gerçekten gördüğünüzü iddia edemezsiniz.”
Var olan güzelliğe şahitlik etmek, belgelemek ve paylaşmak,..
Robert Haas’ın fotoğrafçının büyük ironisi olarak ifade ettiği gerçek bu noktada daha bir berraklaşıyor. “Bir görüntüyü çıplak gözle görüp onu çıplak gözün göremeyeceği şekilde kayda alırım.”
Fotoğrafın teknik tanımı “Nesnelerden yansıyan ışığın ışığa duyarlı bir yüzeyde iz bırakması ve bu izin kimyasal süreçlerden geçirilmesi”
Tanım fotoğrafın nasıl oluştuğunu anlatır, fakat bundan ziyade, o kareye ne anlam yüklendiği ve söz konusu görüntünün muhtemel yorumlarının ön plana çıkması daha önemlidir.
Yaşanılan zaman diliminde ışık ve mekanı duygularımızla yoğurmamızdır.
Peki ya fotoğraf çekmek, çekim modları, hangi modlar daha sık kullanılır, Manuel çekmek daha mı iyidir?
Bunları öğrenmek ve karşılaştırmak için POZLANDIRMA’yı öğrenelim öncelikle.
Fotoğraf makinamizin sensörü üzerine istenilen miktarda ışık düşürülmesi işlemine pozlandırma denir. Sensör üzerine düşen ışık miktarının belirli bir düzeyde olması gerekir. Bu düzeyi aşan ışık miktarı fazla pozlanmaya neden olurken, az miktarda ışık ise az pozlanmaya neden olur.
Pozlandıramayı belirleyen üç önemli mekanizma vardır: Diyafram, Enstantane, ISO.
POZLANDIRMA
Fotoğraf makinamizin sensörü üzerine istenilen miktarda ışık düşürülmesi işlemine pozlandırma denir. Sensör üzerine düşen ışık miktarının belirli bir düzeyde olması gerekir. Bu düzeyi aşan ışık miktarı fazla pozlanmaya neden olurken, az miktarda ışık ise az pozlanmaya neden olur.
Pozlandıramayı belirleyen üç önemli mekanizma vardır: Diyafram, Enstantane, ISO.
APARTURE / DİYAFRAM
Objektifin içinden geçen ışığın miktarını ayarlayan kontrol mekanizmasına diyafram diyoruz. F yani odak uzunluğuna bağlı bir oranlar dizisinden oluşan diyafram değerleri şöyledir. 1.2, 1.4, 2, 2.8, 4, 5.6, 8, 11, 16, 22, 32. Diyaframın bu değerleri, aslında ters bir fonksiyona ait değerler olduğundan, en büyük sayı en küçük açıklığı gösterir. Rakam aritmetik olarak büyüdükçe diyafram küçülür. Her basamakta gösterilen sayı, bir öncekinin iki katı ya da tersine yarısıdır. Örneğin F8, F11’e göre iki katı fazla ışık geçirir.
Diyaframın, objektiften geçerek filme etki eden ışık miktarının ayarlanması dışında ikinci bir görevi, net alan derinliğini belirlemesidir. Net alan derinliği, netlik yapılmış yerin önünde ve arkasında olaşan net bölgedir. Ön plandaki en net nokta ile arka plandaki en net nokta arasındaki uzaklıktır.
Açık Diyafram (F4 – 1/60 – ISO 200)
Kısık Diyafram (F22 – 1/8 sn – ISO 100)
Sınırlı alan derinliğini kullanmak, arka ve ön planları soyutlayıp yalnızca anlatılan konunun belirginleştirilmesini sağlamada sıkça kullanılan bir yöntemdir.
SHUTTER / ENSTANTANE / PERDE
Objektiften giren ışığın film üzerine düşme süresini enstantane denilen sistemle denetleriz. Enstantane, normalde kapalı konumda bulunarak sensorün ışık görmesini engelleyen, ancak gerektiğinde bizim belirlediğimiz süre boyunca açılarak sensörün ışık görmesini sağlayan düzeneklerdir. Enstantane açık kalma süresine enstantane adı verilir.
Enstantane bazı standart sayılarla tanımlanmıstır. Bu sayılar 1, 2, 4, 8, 15, 30, 60, 125, 250, 500, 1000, 2000, 4000, 8000 şeklindedir. Bu dizideki rakamlar 1/sn olan bir süreyi tanımlar. Yani 30, 1/30 saniye demektir. Saniyenin 30 da 1’i süresince ışığın sensör üzerine düşeceğini ve bu süre boyunca sensörün ışıktan etkileneceğini gösterir.
1 sn altunda ise saniyeler başlar. Çoğu fotoğraf makinasında 1” ve 30” arası pozlama yapılabilir. 30” altında pozlama için BULB modu kullanılır.
Enstantane dizisinde birbirini izleyen iki hızdan birinin süresi, bir öncekinin süresinin yarısı, bir sonrakinin süresinin ise iki katıdır.
Enstantane, sensör üzerine düşen ışığın süresini belirleyen mekanizmadır. Bu mekanizma aynı zamanda, hareketli cisimlerin dondurulması ya da hareketli görünmesi için fotoğrafçıya karar verme olanağı sağlar.
Yüksek enstantane (F8 – 1/200 sn – ISO 200)
Düşük enstantane (F11 – 1/20 – ISO 200)
ISO – IŞIK DUYARLILIĞI
ISO ise digital makinalarımızda bulunan sensörlerin, ışığa olan duyarlılık derecesi olarak adlandırılır. ISO, International Standards of Organisations (Uluslararası Standartlık Örgütü)’ün kısaltmasıdır.
ISO bize yetersiz ışık ortamlarında diyafram ve estanteneyi destekleyerek fotoğraf çekebilme olanağı sağlar. Analog makina dönemlerinde her bir ISO değeri için yanınızda farklı bir film taşımanız gerekirdi. Digital makinelerde ise makinamızın üzerinden çok kolay bir şekilde istediğimiz ISO değerini ayarlayabilmekteyiz. ISO her ne kadar yetersiz ışık ortamlarında bize fotoğraf çekme olanağı sağlasa da, ISO değeri yükseldikçe fotoğraflarda kumlama (noise) artmaktadır. Bu nedenle ISO değerini yeterli ışık ortamlarında en düşük seviyede, az ışık koşullarında ise kontrollu kullanmalıyız.
Az ışık koşullarında, üç ayak kullanmıyorsak, fotoğrafta netlik için mutlaka ISO’yu kullanmak zorundayız. Fakat doğru zamanda doğru şekilde kullanılmalı, çünkü fotoğraf makinasının modeline göre kumlama sorunu yaşanabilir.
Yüksek ISO – Kumlama (Noise) nedeniyle fotoğraf kalitesinin düşmesi
EŞDEĞERLİK KURALI
Fotoğraf makinamızda, Diyafram, Enstantane ve ISO, eşdeğerlik kuralına göre bir arada çalışır. Yani, Diyafram öncelikli moda, anı iso değerinde, diyaframı değiştirdiğimizde, fotoğraf makinamız ışığın şiddetine göre, enstantane değerini yönetir. Enstantane öncelikli de ise tam tersi gerekleşir. Buna eşdeğerlik kuralı diyoruz.
POZ MÜDAHALESİ
Fotoğraf makinalarında, poza müdahale edebilmek için özel bir tuş mevcuttur. Bu tuş kullanılarak, fotoğrafı oluştururken kullanacağı ışık miktarı makinaya söylenebilir.
Poza artı veya eksi yönde müdahale edildiğinde, fotoğraf makinası, artık kendisine söylenen bu yeni ışık miktarını esas alır; enstantane / diyafram öncelikli veya program modlarında çekim yapılırken bu ışık miktarını esas alarak değişkenlerin değerlerini belirler.
Artı yönde poz müdahalesi fotoğrafın daha açık, eksi yönde poz müdahalesi fotoğrafın daha koyu olmasını sağlar.
ÇEKİM MODLARI
Pozlandırmayı öğrendikten sonra, Diyafram ve Enstantane kullanımını direkt ilgilendiren çekim modlarına gelelim.
A – Aparture / AV – Aparture Value: Diyafram Öncelikli çekim modudur. Amacımız alan derinliğini kontrol etmektir. Fotoğrafçı diyaframı seçer, makine eşdeğerlik kuralına göre ışığı ölçer ve ISO değerine göre uygun enstantane değerini belirler.
Açık Diyafram – Alan derinliği (DIA)
S – Shutter / TV – Time Value: Enstantane Perde Öncelikli çekim modudur. Amacımız hareketi kontrol etmektir. Fotoğrafçı enstantane değerini seçer, makine eşdeğerlik kuralına göre ışığı ölçer ve ISO değerine göre uygun diyafram değerini belirler.
Hareket etkisi (F11 – 2 sn – ISO 200)
Hareket etkisi – uzun pozlandırma (DIA)
M – Manuel çekim modudur. Fotoğrafçı, hem diyafram hem de enstantane değerini kendi seçer. ISO değerine göre pozlamayı fotoğrafçı istediği gibi yapar. Geçen ışığı, dolaysıyla açıklığı ve koyuluğu bizim belirlediğimiz, poz müdahaleli çekimdir. Genelde pozlandırmayı anlamış, tecrübeli fotoğrafçılar tarafından kullanılır.
P – Program çekim modudur. Bu moda yarı otomatik diyorum. Enstantane ve diyafram değerinin belirlenmesini makina otomatik yapar. Diğer ayarları biz yapabiliriz. ISO, Poz müdahalesi, WB_beyaz Dengesi, vb. Yeni başlayanlar için sıkça kullanılır. Fotoğrafta ilerledikçe, yaratıcı kadrajlar için, diyafram ve enstantane müdahaleleri gerektiğinden, sık kullanıldığı söylenemez.
A – Auto, otomatik çekim modudur. Tüm ayarlar otomatik olarak çalışırlar ve müdahale edilemez. Diyafram, Enstantane, ISO, WB, vb. Işık az ise flaş açılır ve makine içinden kontrol edilmiyorsa, kapatılamaz.
Flaşı kontrol etmek istersek, Flaşsız Auto çekim modu kullanılmalıdır.
Genel olarak amatör fotoğrafçılar, çekim tarzları ve tercihlerine göre A/AV-Alan derinliği veya S/TV-Hareket önceliği modlarını daha sık kullanır. Çoğunlukla da alan derinliği önceliği çalışırız. Çekim yapılan alandaki ışığa göre ISO, açık veya kısık diyafram değeri belirleyip, poz müdahalesi ile istediğimiz pozlamayı yapmaya çalışırız.
Gün içinde, eğer spor veya uzun pozlama tarzında fotoğraf çekmiyorsak S/TV modunu fazla kulanmayız.
Hareket önceliğimiz varsa, S/TV moduna geçerek, belirleyeceğimiz perde değerine göre, yüksek enstantanede hareketi dondurur, düşük enstantanede hareketi uzatırız.
Hareket etkisi – fotoğrafa dinamizm kazandırmak (DIA)
Ben fotoğraf tekniği olarak, M-Manuel modunu, modelli portre çekimlerinde, gece çekimlerinde ve uzun pozlamada daha sık kullanıyorum. Daha durağan ve ışığın hassas kullanılması gereken konularda tercih ediyorum.
Yıldız pozlama, havai fişek, yıldırım fotoğrafı çekimlerinde BULB modu kullanımı için, çoğu makinada, M-Manuel mod seçimi zorunlu olarak yapılır. Bazı yeni modellerde BULB modu ayrıca konulmaktadır.
BULB (F16 – 45 sn – ISO 100)
Yaratıcı, etkili, boyut etkisi verilmiş fotoğraflar için, fotoğraf makinamızın temel ayarlarını kendimiz yapmamız gerekir. P, A-Auto modlarında istediğimiz ışığa ve derinliğe ulaşmak mümkün olmaz. Bu nedenle, çekim önceliğimize göre A/AV, S/TV, M modlarını tercih edelim, istediğimiz derinlik ve ışık değerlerinde pozlamayı yapalım.
Benim tavsiye hızlı fotoğraf çekimi gerektiren sokak, gezi fotoğraflarında A/AV, S/TV modları ile birlikte, ISO ve poz müdahalesi, anı yakalamakta doğru sonuçlar verecektir.
Daha durağan konularda, portre, gece, uzun pozlama, ışığı isteğimiz gibi kontrol etmek için, M-Manuel modunu tercih etmek, daha iyi pozlanmış fotoğrafa ulaşmamızı sağlayacaktır.
Işığınız ve fotoğrafçı şansınız iyi olsun.
Yazı ve Fotoğraflar: Yüksel ALTUN, AFIAP
Bir yanıt yazın